PALACE/GLASNER İŞ BİRLİĞİ
- Tuğşad Karagöz
- Jul 19, 2024
- 2 min read

Avusturyalı teknik hoca şubat ayında takımın başına getirildi ve getirilirken beklentiler epey yüksekti. Frankfurt ile yaptıkları birçok takımın dikkatini çeken hocayı ada da oldukça zor bir görev bekliyordu ancak sezonu muhteşem bitirdi. Palace takımı son 5 10 senedir çok net şekilde reaktif bir oyun kültürüne sahip ve bu mentalite takımı tanımlayan bir detay haline geldi. Glasner ise bu kültüre ve mentaliteye biraz uzak bakıyor futbola, daha çok yüksek pres isteyen hoca topu rakibinden kendi kalesinden en uzak yerde kazanmak istiyor. Glasner hoca takıma gelir gelmez takımını üçlü savunmaya adapte etmeye çalıştı ve oyuncu tercihleri de biraz farklıydı. Hoca geri üçlüde sadece bir tane gerçek stoper kullanıp onun yanına ise bir sağ bek ve bir orta saha yerleştirdi. Bu oyuncular Andersen, Clyne ve Richards. Andersen gerçekten son 2 senedir elit bir stoper olma yolunda ilerliyor, Richards ise iyi bir orta saha oyuncusuydu, orta saha da rakiplerine fiziksel anlamda üstünlük kuran ve ikili mücadele kazanma yüzdesi epey yüksek bir oyuncu. Clyne ise beni en çok şaşırtan oyuncu oldu, kariyeri boyunca hep dağınık gözüken ve istikrarı tartışılan İngiliz oyuncu bu süreçte muazzam bir istikrar yakalayıp sahada epey derli toplu gözüktü. İkili bir orta saha kullanan hoca, Hughes ve Wharton u tercih etti. Bu iki oyuncunun birbirini çok iyi tamamladığı söylenebilir. Wharton takımın fizik kalitesini yükseğe çekerken bunun yanında pas kalitesiyle takımın dinamosu olan bir oyuncu, Hughes ise takımın oyun aklı konumunda. Tecrübesi ve topu aldığında ki sakinliği Hughes u epey özel bir oyuncu kılıyor. Bek bölgesinde ise hoca fizik kalitesi ve temposu yüksek iki oyuncu kullanıyor. Munoz takıma devre arası katılan bir oyuncu olmasına rağmen takıma çok çabuk uyum sağladı ve temposuyla takımın en efektif oyuncularından biri haline geldi. Savunma tarafında da takımına geçiş savunmalarında ve yüksek pres konusunda çok yardımcı oluyor. Mitchell ise orta kalitesi ve hücumda takımına verdiği destek ile dikkat çekiyor. Hücum hattını ise Olise, Eze ve Mateta oluşturuyor. Bu üçlü hem kapalı savunmalara karşı etkili olabilecek bir üçlü hemde geçiş hücumlarını etkili şekilde değerlendirebilecek bir üçlü. Kenarlarda oynayan Eze ve Olise yetenek bakımından çok üst düzey iki oyuncu, hem dar alanda ki becerileri hemde skor yapma konusunda dikkat çeken bu oyuncular son 8 haftaya resmen damga vurdu. En uçta ise fiziksel anlamda olağanüstü durumda olan Mateta ligi resmen kırdı,Mateta son 13 maçta 13 gol attı. Fransız forvet attığı gollerin yanında rakiplere yaptığı pres ve top takımındayken duvar olması ile epey başarılı bir grafik yakaladı. Glasner çok kısa sürede efektif bir takım yaratmayı başardı ve önümüzdeki seneler için Palace taraftarını umutlandırmayı başardı.
Commenti